Zina (Aldatma) Sebebiyle Boşanma Davası
Kanun koyucu boşanma davası açmak için birtakım boşanma sebeplerine dayanmayı hukuken zorunlu kılmıştır. Kanunda yazılı boşanma sebeplerine dayanmaksızın boşanma davası açılmaz. Zina ise kanunda düzenlenmiş bir boşanma sebebidir. Taraflar zinaya dayanarak boşanma davası açabilir. Bu bağlamda zina taraflara boşanma davası açma hakkı tanır. Zina eşlerin birbirini aldatması yani sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması halinde gündeme gelir. Belirtmek gerekir ki, zinanın ispatı uygulamada oldukça karışıktır. İstanbul Anlaşmalı Boşanma Avukatı ile hukuki sürecinizi başlatabilirsiniz.
Zina Nedir ?
Zina kısaca eşlerden birinin diğerini aldatmasıdır. Zina sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil eder ve bu yüzden bir boşanma sebebidir. Aldatılan eş zinaya dayanarak boşanma davası açabilir. Sadakat yükümlülüğünün en önemli görünümü cinsel sadakattir. Eşler evliliklerini sona erinceye dek bu yükümlülüğe katlanmak zorundadır. buna aykırı davrandıklarında ise Türk Medeni Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiş zina gündeme gelir ve boşanma hakkı doğar. Zina, eşlerden birinin başka biriyle cinsel birlikteliği neticesinde gündeme gelir ve flört niteliğinde görüşmeler, gezmeler, duygusal birliktelikler zina teşkil etmez. Bu bağlamda zina, cinsel sadakatsizliktir.
Zina Davasının Özellikleri
- Zina, mutlak bir boşanma sebebidir.
Zina sebebiyle açılan boşanma davalarında ayrıca evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığı araştırılmaz. Zina ispat edildiğinde hakim direkt boşanmaya karar vermek zorundadır. davayı reddedemez ya da boşanma yerine ayrılığa karar veremez.
- Zina, özel bir boşanma sebebidir.
Zina kanun koyucu tarafından özel olarak düzenlenmiştir. zina olgusunun şartları bu hükümde detaylıca ele alınmıştır.
- Zina, kusura dayalı bir boşanma sebebidir.
Zina kusura dayalı olduğu için zina eden eşin kusurlu olması şarttır. Örneğin, bir eş cinsel istismara uğramışsa zina etmiş sayılmaz çünkü kusuru yoktur ve eşine dava hakkı verilmez.
Zina Sebebiyle Boşanma Davası Açma Şartları
Her durumda zina sebebine dayalı olarak boşanma davası açılamaz. Bu sebeple açılan boşanma davasının birtakım koşulları sağlaması gereklidir. Aksi halde davanız reddolunacaktır. Zina sebebiyle boşanma şartları;
1. Geçerli bir evlilik ilişkisi bulunmalıdır.
Bu bağlamda geçerli bir evliliği olmayan kişiler boşanma davası açamaz. Örneğin resmi nikahı olmayan dini nikahlı kişiler bu haktan yararlanamaz.
2. Cinsel ilişkide bulunma
Zina, cinsel ilişkiden kaynaklı bir sadakatsizliktir. Bu bağlamda zina için cinsel ilişki şarttır. Cinsel ilişkiden kasıt kural olarak Zinada, eşlerden biri ile farklı cinsten bir kimsenin cinsel organları tamamen ya da kısmen birleşmelidir. Bu kimseler cinsel ilişkide bulunmamışsa zina gündeme gelmez.
3. Farklı bir cins ile cinsel ilişkide bulunma
Hukukumuzda eşcinsel birliktelikler zina kapsamına alınmamıştır. Yani zina olması için erkek eşin muhakkak bir kadınla zina etmesi veya kadın eşin muhakkak bir erkekle zina etmesi gerekir.
4. Zinanın evlilik süresince yapılması
Nişanlılık gibi evlenmeden önce gerçekleşen hareketler zina oluşturmayacağı gibi evlilikten sonraki hareketler de zina oluşturmaz. Zina evlilik devam ederken gündeme gelir. Belirtmek gerekir ki, hakim ayrılık kararı vermiş ise bu bir boşanma kararı olmadığı için evlilik devam ettiğinden eşler ayrı yaşarken başkalarıyla cinsel ilişkide bulunmuşsa zina olgusu gündeme gelir ve boşanma hakkı doğar.
5. Zina eden eşin kusurlu olması
Zina kusura bağlı bir boşanma sebebidir. Zina eden eş bu cinsel birlikteliği kendi iradesiyle gerçekleştirilmelidir. Bu bağlamda söz konusu eşin cinsel istismara maruz kalması kusuru olmadığı için zina gündeme getirmez ve eşi tarafından kendisine zina sebebiyle boşanma davası açılamaz. Zina kasten işlenmelidir.
Zina Sayılmayan Durumlar
Zina kanunda özel olarak düzenlenmiştir. kanun maddesinde detaylıca düzenlendiği için zina oldukça sıkı şartlara tabi kılınmıştır. bazı durumlar halk arasında zina olarak zikredilse de bunlar hukuken zina teşkil etmeyebilir. Bu durumlar;
- Normal yolla gerçekleşmeyen cinsel ilişkiler
- Aynı cinsle cinsel ilişki
- Ölü ile cinsel ilişki
- Hayvanlar ile cinsel ilişki
- Eşyalar ile cinsel temas
- Duygusal birliktelikler
- Flört etme
- Mektuplaşma
- Mesajlaşma
- Âşıkane hareketler
Hangi Durumlarda Zina Sebebiyle Boşanma Davası Açılamaz ?
Bazı durumlarda zina mevcut olsa da eşlerin boşanma davsı açma hakkı ortadan kalkabilir. Bu durumlar;
- Zina eden kişiyi affetmek
Aldatıldığını öğrenen eş zina eden eşi affederse bu durumunda zinaya dayalı boşanma davası açma hakkını kaybeder. Buna rağmen sonradan tekrar dava açarsa zina eden eş affedildiğini ispatlayarak davayı olumsuz sonuçlandırabilir.
- Zina için dava açma süresinin kaçırılması
Zina davası belirli sürede açılması gerekir. Kural olarak zina sebebiyle açılacak boşanma davasının zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay ve her halükarda zina fiilinin işlenmesinden itibaren beş yıl içerisinde açılması gerekmektedir. Aksi halde zina davası açma hakkı kalmaz.
- Zinaya göz yumulmuşsa, izin verilmişse
Zinaya rıza gösterme ahlaka aykırı olup dava hakkını kaldırır.
Zinanın İspatı
Zina davaları oldukça uzun ve karmaşık bir sürece bağlıdır. Çünkü zina davasında sizi aldatan kişinin zinasını ispat etmeniz gereklidir. Zinanın ispatı çoğu zaman neredeyse imkansızdır. Zinanın ispatına yarayan başlıca ispat araçları bulunmaktadır. bunlar;
- Hamile kalmak
Erkek eşin çocuk yapma yeteneği olmamsına rağmen eşinin hamile kalması zinayı gündeme getirir.
- Fotoğraflarla ispat
Zina eden eşin bu zinayı fotoğraflaması gibi durumlar işinize yarayabilir.
- Tanık beyanları
- İletişim araçları
- Karı koca hayatı yaşama
- Aynı evde veya otelde gecelediğini ispatlama
- Yabancı kişinin evde çıplak yakalanması
- Karşı cinsle meşru sebep olmadan aynı yerde kalmak
Sıkça Sorulan Sorular
Zina davası nerede açılır ?
Zina davası eşlerden birinin yerleşim yeri ya da davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerin aile mahkemesinde açılır.
Zina davası ne zaman açılır ?
Zina sebebiyle açılacak boşanma davasının zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay ve her halükarda zina fiilinin işlenmesinden itibaren beş yıl içerisinde açılmalıdır. Aksi halde hak kaybına uğramanız söz konusudur.
Eşimin zinasını gizlice kaydettim mahkemeye sunabilir miyim ?
Kural olarak hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispat edilmesinde dikkate alınmaz. Ancak İstanbul Aile Hukuku Avukatı ile görüşerek elinizdeki delillerin ne şekilde mahkemeye sunulabileceğini öğrenebilirsiniz.
Eşim beni aldattığını itiraf etmesi davayı kazanmak için yeterli mi ?
Hayır, eşinizin itirafı yani zinayı ikrarı hakimi bağlamaz. Ve tek başına boşanma kararı vermek için yeterli değildir.
Beni aldatan eşimden tazminat alabilir miyim ?
Evet boşanma davasında maddi ve manevi tazminat taleplerinizi elde edebilirsiniz.
Zina Sebebiyle Boşanma Davası Hakkında Yargıtay Kararlarından Örnek Alıntılar
…Somut olayda, tarafların birlikte yaşadığı evde evi terk ettikten sonra kilitli olmayan yerden elde edilip mahkemeye sunulan zor ve tehdit ile ele geçirildiği savunulmayan ve davalı tarafından tutulduğu tartışmasız olan bir yaprağında davacının kardeşi A.’ın resmi bulunan be içinde “aşkım neredesin, neden gelmedin, sensiz bir saat sene gibi iken koskoca bir gece uzun ve karanlık, bir tanem seni özledim, ne olur gel… (AŞKIM) şu anda aklımdan geçenleri ve yüreğimin sesini bir bilebilsen seni ne kadar sevdiğimi o zaman, …sensiz olamayacağımı anlayacaksın bir tanem… sen yanımda olmayınca kendimi savunmasız ve çaresiz hissediyorum… ne olurdu gitmese idin, biliyorum bana ceza verdin, S. linle görüşmene izin vermediğinden, ama paylaşamam seni asla… sana hiçbir zaman isteyerek ihanet etmedim… seni özledim… ölmek istiyorum… aldatmak çok ağır geliyor… ” ( 30/1/2000 saat 03.10 ) “Bana doğum günü hediyen çok acı oldu… sensizim ve acı doluyum… aşkım ne olur ara beni alkolün esiri oldum… seni beklediğin halde aramıyorsun… artık resminle konuşuyorum… ( 03/02/2000 saat:02.20 ) “seni seviyorum sır küpü çocuk” Yazıları bulunan defterin yukarıda anılan görüşler doğrultusunda delil olup olmadığının değerlendirilmesine gelince; Öncelikli olarak hayatın gizliliğinin korunması esas olmalıdır. Ancak somut olayın özelliği bu genel görüşten ayrılmayı gerektiren istisnalar içermektedir. Kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılık vardır. Hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş deliller ise yasak bir delil olarak değerlendirilemez. Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Koca eşi ile birlikte yaşadıkları mekanda ele geçirdiği eşine ait fotoğrafları, not defterini veya mektupları mahkemeye delil olarak verirse, bu deliller hukuka aykırı yollardan elde edilmediğinden mahkemede delil olarak değerlendirilir. Aynı evde yaşayan kadın, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumdadır. Kocanın yatak odasındaki bir dolabın içinde yada yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi, bu mekanın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdüklerini bir yer olduğundan kadın gizli mekan kabul edilemez. Hiç kimse evindeki bir mekanda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamaz. Diğer taraftan özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir. Nasıl ki, kadın başka bir erkekle müşterek hanedeki yatak odasında sevişirken koca tarafından kapı kırılarak içeri girilmesinde hukuka aykırılıktan söz edilemezse, ortak yaşanan evde bulunduran not defterinin elde edilmesi de hukuka aykırı olarak değerlendirilemez. Eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları yasal bir zorunluluktur. Kadının bu konulardaki özel yaşamı, evlilik ile bir araya geldiği hayat arkadaşı kocayı da en az kadın kadar ilgilendirmektedir. Bu nedenle de davalıya ait hatıra defterinin delil olarak değerlendirilmesinde kuşkuya düşmemek gerekir.” (Yarg. HGK. T. 25.09.2002, E. 2-617, K. 648)
‟Davalının bir başka erkekle görüştüğü ve son olarak bu şahısla aynı otel odasında birlikte kaldıkları yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalının, otelde bir başka erkekle aynı odada kalması, zinaya delalet eder. Bu bakımdan zina olgusu ispatlanmıştır.” (Yarg. 2. HD. T. 03.12.2013, E. 5132, K. 28378)
‟Davalı kadının, kocasının yurt dışında bulunduğu bir dönemde bir asteğmenle ilişki kurduğu, bu kişinin, değişik zamanlarda yalnız yaşayan davalının evine geldiği, kapıyı kapatıp, bir süre içerde kaldıktan sonra ayrılıp gittiği görgü tanıklarının sözlerinden anlaşılmaktadır. Davalının tanıkları dahi bu yolda köyde bir Şayia olduğunu beyan etmektedirler. Davalı, tanıklarla arasında onların kasıtlı konuştuklarını ispatlar nitelikte bir husumetin varlığını ileri sürmemiş, sadece iftira olduğunu beyanla yetinmiştir. Dosyadaki deliller karşısında davalı kadının zinası açık ve seçiktir. Öyle ise boşanmaya karar verilmesi gerekir.” (Yarg. 2. HD. T. 05.02.1985, E. 855, K. 1046),