Vesayet Nedir ?

Vesayet Nedir ?

Vesayet, Türk Medeni Kanunu uyarınca düzenlenmiş bir alandır. Vesayet kavramı uygulamada kimi zaman velayetle karıştırılmaktadır. Vesayet en genel anlamıyla küçükleri ve kısıtlıları korumak için düzenlenmiş hukuki bir kurumdur. Vesayet hükümleri TMK madde 396 ile 494 arasındadır. Yazımızda vesayete ilişkin genel bilgiler vereceğiz. Detaylı bilgi için İstanbul Aile Hukuku Avukatı ile görüşebilirsiniz. 

Vesayet, küçük ve kısıtlıların korunmasını sağlayan bir hukuki düzenlemeler topluluğudur. Vesayet ilişki bağlamında küçük veya kısıtlının gerek bakımı gerek özeni gerekse temsili detaylıca güvence altına alınmıştır. Ülkemizde iki çeşit vesayet dairesi vardır. Bunlar; vesayet makamı ve denetim makamıdır. Sulh hukuk mahkemeleri güncelde vesayet makamı olarak görev yapmaktadırlar. Vesayet kurumunun niteliğini anlamak için öncelikle vasi, küçük, kısıtlı gibi kavramlara değinmek daha isabetli olacaktır.

 

Vesayete İlişkin Kavramlar

Vesayet hukuku oldukça geniş bir hukuki düzenlemeye tabidir. Bu alanın inceliklerini anlayabilmek için öncelikle birtakım kavramlara değinmek gerekmektedir.

 

1.Vasi

Vasi, vesayet ilişkisinin bir tarafıdır. Vasiler hakim tarafından atanır. Vasinin hakim tarafından atanmasının sebebi ise küçük veya kısıtlı kişinin çıkarlarını korumaktır. Vasiler bu kişilerin yararlarını korumak için ve onları temsil etmek için sulh hukuk mahkemesince atanırlar.

 

2.Küçük

Vesayet makamı küçük ve kısıtlıları korumak için getirilmiştir. TMK uyarınca küçükler, henüz ergin olmayan yani 18 yaşını doldurmayan bireylerdir. Küçükler kural olarak anne ve babalarının velayeti altında olsa da kimi durumlarda onlara vasi atanması gerekebilir. 

 

3.Kısıtlı

Kısıtlılar da vesayet altına alınabilir. bir kişi kendi isteği doğrultusunda vesayet altına alınabileceği gibi aynı zamanda akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlık, alkol ya da uyuşturucu bağımlılığı, kötü yaşam, kötü yönetim, bir yıldan uzun süreli hapis cezasına mahkûmiyet nedeniyle de kendisine vasi atanabilir. 

 

Vasi Tayini

Daha önce de belirttiğimiz üzere, bir kimsenin kendi iradesiyle kendisine vasi atanmasını isteme hakkı vardır. Ancak bunun yanı sıra uygulamada bazı durumlarda vesayet ilişkisi gerekir. Buna vasi tayini gerektiren durumlar denmektedir. Bu durumlar;

  • Küçüklük
  • Kısıtlılık
  • Akıl hastalığı
  • Akıl zayıflığı
  • Alkol veya madde bağımlılığı
  • Savurganlık
  • Kötü yaşam tarzı
  • Kötü yönetin
  • Hapis cezası
  • Yaşlılık
  • Engellilik
  • Deneyimsizlik
  • Ağır derece hastalıklar

Bu hallerin varlığı halinde söz konusu kişinin vesayet altına alınması istenebilir. İstanbul En İyi Aile Avukatı bu süreçte sizlere etkili hukuki destek sunacaktır.

 

Vasinin Görevleri Nelerdir?

Vasiler, vesayet altına alınan kişinin tüm menfaatlerini koruyabilirler. Özellikle ekonomik çıkarları korumak vasinin görevlerindendir. Vasiler pek çok hukuki işlem yapabilir. Ama bu işlemleri vesayet ilişkisinin sınırları içinde yapabilirler. Vasinin genel görevleri;

  • Değerli şeyleri saklamak
  • Taşınırları satmak
  • Parayı bankaya faizli şekilde yatırmak
  • Küçük veya kısıtlının ticari ve sınai işletmeleriyle ilgili gerekli talimatları vermek
  • Taşınmaz satmak (izinle)

 

Vasi Olamayan Kişiler

Bazı kimseler vasi olarak atanamazlar. Kanun koyucu bazı kişilerin vasi olmasına imkan vermemiştir. Bu kişiler;

  • Kısıtlılar
  • Kamu hizmetinden yasaklılar
  • Menfaati vesayet altına alınacak kişiyle önemli ölçüde çatışanlar
  • Düşmanlar
  • Vesayet dairesi hakimleri
  • Haysiyetsiz hayat sürenler

 

İzne Tabi İşlemler

Vasiler bazı işlemleri yapabilmek için izin alması gerekebilir. Bazı işlemler için vesayet makamından izin almak gerekirken bazı işlemler ise ayrıyeten denetim makamından da izin alması gerekebilir. Bu durumlar kanunda tek tek sayılmıştır.

 

Vesayet makamının izniyle yapılabilen işlemler;

  • Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,
  • Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi,
  • Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,
  • Ödünç verme ve alma,
  • Kambiyo taahhüdü altına girme,
  • Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,
  • Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,
  • Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,
  • Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması,
  • Borç ödemeden aciz beyanı,
  • Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası yapılması,
  • Çıraklık sözleşmesi yapılması,
  • Vesayet altındaki kişinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi,
  • Vesayet altındaki kişinin yerleşim yerinin değiştirilmesi

 

Vesayet makamının izniyle yapılabilen işlemler;

  • Vesayet altındaki kişinin evlât edinmesi veya evlât edinilmesi,
  • Vesayet altındaki kişinin vatandaşlığa girmesi veya çıkması,
  • Bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması,
  • Ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması,
  • Mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması,
  • Küçüğün ergin kılınması,
  • Vesayet altındaki kişi ile vasi arasında sözleşme yapılması

Sıkça Sorulan Sorular

Vesayet kaldırılabilir mi ?

Evet, sulh hukuk mahkemesinde açılacak olan vesayetin kaldırılması davasıyla vesayet kaldırılabilir. 

 

2 kişi vasi olabilir mi ?

Hakim durumun özelliğine göre birden fazla vasi atayabilir.

 

Vasi oy kullanabilir mi ?

Hayır, vasi vesayet altına alınan kişi yerine oy kullanamaz.

 

Kimler öncelikle vasi olarak atanabilir ?

Vasi atanırken kişinin eşi ve hısımlarına öncelik verilir.

 

Vesayet davası nerede açılır ?

Sulh hukuk mahkemeleri vesayet davaları için görevli mahkemelerdir.

 

Yargıtay Kararlarından Örnek Alıntılar

F. O.’nın “..kronik psikoz” tanısıyla yaklaşık on yıldır takip edildiğinin anlaşıldığı ve “şizofreni” tanısı konulduğu açıklanmış, aynı raporun “sonuç” bölümünde “kişide akıl hastalığı bulunmakla birlikte” Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca “vesayet altına alınmasını gerektirir bir akıl hastalığının bulunmadığı” bildirilmiştir. Konulan tanı şizofrenidir. Bunun bir akıl hastalığı olduğu raporda belirtildiği halde, aynı raporda hastalığın vesayeti gerektirmediğinin bildirilmesi, raporun kendi içinde çeliştiğini göstermektedir. Bu haliyle rapor hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir. O halde mahkemece yapılacak iş, ilgilinin tüm dosya ile birlikte Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kuruluna sevk edilerek, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlanmasının gerekip gerekmediği hususunda rapor almak ve sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir. Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.” 2. Hukuk Dairesi         2010/18973 E.  ,  2011/8587 K.

Türk Medeni Kanununun 488. maddesinde ”İlgililer, vesayet makamının, kararlarına karşı, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde denetim makamına itiraz edebilirler. Denetim makamı, gerektiğinde duruşma da yaparak bu itirazı kesin karara bağlar” hükmü yer almaktadır. Bu bakımdan vesayet makamının vesayetin yönetimiyle ilgili olarak aldığı idari nitelikteki kararlar, temyizi kabil olan kararlardan olmadığından denetim makamı tarafından incelenir. Açıklanan yasa hükmü uyarınca denetim makamı kararının ise temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin reddine…” 18. Hukuk Dairesi         2013/1060 E.  ,  2013/4474 K.

TMK’nun 475. maddesine göre; savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşam tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kısıtlanmış olan kişinin vesayetin kaldırılmasını isteyebilmesi, en az bir yıldan beri vesayet altına alınmasını gerektiren sebeple ilgili olarak bir şikayete meydan vermemiş olmasına bağlıdır. Vesayet davalarının, kamu düzenini ilgilendiren ve res’en araştırma ilkesinin geçerli olduğu davalardan olduğu gözetilerek kısıtlının son bir yıl içerisinde savurganlık ve kötü yönetimde bulunup bulunmadığı, kısıtlılık nedenlerinin ortadan kalkıp kalkmadığı hususunda tarafların göstereceği deliller usulünce toplanıp gerekirse re’sen inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle, temyiz itirazları yerinde görülerek …” 8. Hukuk Dairesi         2017/6755 E.  ,  2017/13490 K.

Leave a Reply

Call Now Button