Nafaka Artırım Davası

Aile ve Boşanma Hukuku
Nafaka Artırım Davası

Nafaka borçlusunun nafaka alacaklısına ödemekle yükümlü olduğu nafaka, boşanma davalarını ilgilendiren konulardan biridir. Bunun yanı sıra kanunda dört tür nafaka bulunurken bunların üçü boşanma davaları ile ilişkilidir yardım nafakası olarak adlandırılan dördüncü nafaka ise altsoy, üst soy ya da kardeşin ekonomik olarak zora düşmesi durumunda yapılan bir yardımdır.  Boşanma davaları ile ilgili olan nafaka türleri şunlardır:

  • İştirak nafakası,
  • Tedbir nafakası,
  • Yoksulluk nafakası.

Boşanma davalarının sonuçları arasında yer alan durumlardan biri de nafakadır. İştirak nafakası çocukların velayetini alan eşe velayeti almayan eşin ödediği ve çocukların masrafları için öngörülen bir nafaka türüdür. Tedbir nafakası boşanma davası sürerken eş ve çocukların zora düşmemesi için hâkimin resen hükmettiği bir nafakadır. Yoksulluk nafakası ise boşanmaya bağlı olarak yoksulluğa düşecek eşe bağlanır.

Tedbir nafakası boşanma davası sonuçlandığında ortadan kalkarken iştirak nafakası ya da yoksulluk nafakasına dönüşür. Tedbir nafakası hâkimin resen karar verebileceği bir nafakadır. Bunun yanı sıra diğer nafaka türlerinin talep edilmesi gerekir.

Nafaka miktarı belirlenirken tarafların ekonomik ve sosyal koşulları dikkate alınır. Değişen yaşam koşulları, artan ihtiyaçlar nafaka miktarının zaman zaman yetersiz kalmasına yol açabilir. Nafaka miktarı belirlenirken hakkaniyet ilkesine göre hareket edilir. Bunun yanı sıra tarafların ekonomik durumları, ihtiyaçları, sosyal ve kültürel yaşamları, gelir düzeyleri bütünsel bir yaklaşımla incelenir.

Nafakanın değişen yaşam koşulları ile uyumlu olmaması halinde nafaka artırım talebi ile dava açılabilir. Nafaka artırım davası açılacağı zaman hukuki koşulların sağlanması gerekir. Nafaka hâkim tarafından yeniden belirlenebileceği gibi tamamen de ortadan kaldırılabilir. Bu durumda gerekçeler şunlar olabilir:

  • Çocuğun ihtiyaçlarında yaşanan artış,
  • Ana-babanın ödeme gücünde oluşan değişim,
  • Hayat koşullarında görülen değişiklikler,
  • Hastalık gibi nedenler.

Mahkemece hükmedilen nafaka miktarı kesin hüküm teşkil etmez. Bu sebeple de değiştirilmesi gerekli olduğunda mahkemeye müracaat edilebilir. Değişen koşullara bağlı olarak nafaka miktarında artışa gidilebileceği gibi ortadan kaldırılması da söz konusudur.

 

Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir?

Nafaka miktarı belirlenirken kişilerin ekonomik koşullarına bakılır. Bunun yanı sıra gelir düzeyleri, yaşam biçimleri, sosyal ve kültürel hayatları, yaşam masrafları, eğitim giderleri, en temel ihtiyaçları kapsayan giderler nafaka miktarının tespiti sırasında önemli hale gelmektedir.

Hâkim nafakaya hükmederken somut olayları dikkate alır. Bunun yanı sıra hakkaniyet ilkesini gözetirken kanunda yer alan hükümler doğrultusunda bir karar vermektedir.

 

Nafaka Artırım Davası Koşulları

Nafaka artırım davası koşullarından biri önceden hükmedilen bir nafaka olmasıdır. Nafaka alacaklısının haklı nedenlere dayanması ve bunun hukuki açıdan ispatlanması gerekir. Gerekçelerin geçerliliği hâkimin takdir yetkisinde olan bir konudur.

Her bireyin gerekçe olarak sunabilecekleri birbirinden farklı unsurlar olacağından hâkim bu konuda karar verirken takdir yetkisini kullanırken hakkaniyet ilkelerini gözetir. Nafaka artırım oranları belirlenirken Yargıtay kararları dikkate alınır. TUİK verileri ve ÜFE oranı da nafaka artırım davaları sırasında kullanılır.

  • Mevcut nafaka giderleri karşılayamazsa,
  • Nafaka borçlusunun ekonomik gücünde önemli bir artış söz konusu ise,
  • Nafaka alacaklısının ihtiyaçlarında artış olması halinde.

Hâkim, yukarıdaki koşullar oluştuğunda talebi dikkate alır. Nafaka artırım davası açıldığında mahkemeden talep edilebilecekler arasında ileriki yıllardaki nafaka artış miktarı da yer alır. Bu yol kullanıldığında ileriki yıllarda yeni bir nafaka artırım davası açılmasına gerek olmaz.

 

Nafaka Artırım Davası Kimler Açabilir?

Kural olarak nafaka alacaklısının nafaka borçlusuna karşı açabileceği nafaka artırım davası Aile Mahkemesi’nde görülür. Boşanma davası sonuçlandığında eski eşe bağlanan yoksulluk nafakası, çocuklar için ödenen iştirak nafakası için nafaka artırım talebi oluşturulabilir.

İştirak nafakasında artırım talebini eski eş yapabileceği gibi çocuğun velayeti elinde olan kişiler de bunu talep edebilir. Nafaka borçlusu tarafın nafaka azaltma davası açması söz konusudur.

 

İştirak Nafakası Artırım Davası

İştirak nafakası çocuğun yaşam masrafları için ödenir. Ergin olmayan çocuk için öngörülen bu nafaka çocuğun sosyal ve kültürel ihtiyaçları, eğitim masrafları, temel gereksinimleri, sağlık giderleri gibi çok sayıda konuyu ilgilendirir.

Nafaka miktarı belirlenirken günün ekonomik şartları, paranın alım gücü, eşlerin ekonomik koşulları, gelir düzeyleri birlikte değerlendirilir. Hâkimin kanaati doğrultusunda ve hakkaniyet ilkeleri de gözetilerek nafakaya hükmedilir.

Nafaka artırımının yasal dayanağı Türk Medeni Kanunu’dur. Kanunun 176. Maddesi ve 4. Fıkrası uyarınca hakkaniyetin gerekli kıldığı durumlarda ve tarafların mali durumunda değişiklik oluştuğunda irad azaltılıp artırılabilir.

Nafaka artırım talebi iştirak nafakası söz konusu ise çocuğun artan masraflarına bağlı olarak yapılabilir. Eğitim yaşamında masrafların artması, çocuğun sağlık problemi, sosyal ve kültürel yaşamında ihtiyaçların çoğalması gibi bazı nedenlerle iştirak nafakası artırım talebi ile dava açılabilir.

Nafaka alacaklısı çocuğun velayeti kimdeyse bu tür bir davayı o açabilir. Genel olarak nafaka miktarı TÜFE-ÜFE oranı baz alınarak belirlenmektedir. Hakkaniyet ilkesi hâkim tarafından gözetilir ve kanuna uygun şekilde bir karar verilir. Nafaka artırım talebi iştirak nafakası için dava dilekçesinde sunulmuş olmalıdır. İştirak nafakası süreli bir nafakadır. Bu nafakanın sona ermesi şu şartlarda mümkün olur.

  • Çocuk 18 yaşına girdiğinde (eğitimi devam eden çocuğun eğitim yaşamı bittiğinde),
  • Nafaka borçlusu öldüğünde,
  • Çocuk evlendiğinde,
  • Çocuk mahkeme kararı ile ergin kılındığında.

 

Nafaka Artışını Belirleyen Etkenler

Nafaka artışı yoksulluk nafakası için talep edildiğinde bu nafakanın süresiz bir nafaka olması sebebi ile yıllık TÜFE-ÜFE oranlarına bakılır. Tedbir nafakası boşanma davası sürerken hükmedilen ve hâkimin resen karar verebildiği bir nafaka türüdür.

Tedbir nafakası için artış talep edileceği zaman mahkeme hakimine bu talep iletilir. Çekişmeli boşanma davalarının sürecinin uzun olması nedeni ile eşlerin gelir düzeylerinde meydana gelebilecek olumsuz gelişmeler, değişen yaşam koşulları, artan masraflar nedeni ile tedbir nafakasının artırılması talebi ile mahkemeden istekte bulunulabilmektedir. Nafaka alacaklısı duruşma sırasında hâkime bu talebi iletebileceği gibi talep dilekçesi oluşturmak sureti ile de başvuru yapabilir.

TMK 197/2 kapsamında eşler ayrı yaşamaya karar verdiği takdirde hâkimin tedbir nafakasına hükmedebilmesi mümkün olur. Bu tür bir tabloda ayrı yaşamaya karar veren eşlerden tedbir nafakasını talep eden eş haklı gerekçelerini ispatlamalıdır. Türk Medeni Kanunu (TMK )madde 200 kapsamında ise koşulların değişmesi durumunda tedbir nafakası kaldırılabilir veya üzerinde değişikliğe de gidilebilir.

Talep sebebinin ortadan kalması tedbir nafakasının sonlanma nedenlerinden biridir. Tedbir nafakası boşanma davasının sonucunda iştirak ya da yoksulluk nafakasına dönüşebilir.

İştirak nafakası çocukların masraflarında yaşanacak artışa bağlı olarak artırım talep edilebilecekler arasında yer alır. Bu tür bir durumla karşılaşıldığında çocuğun büyümesiyle birlikte eğitim yaşamında artan ihtiyaçlar, sağlık sorunları sebebi ile yapılan masraflar gibi çeşitli etkenler devreye girer.

 

Nafaka Artırım Davası Görevli ve Yetkili Mahkeme

Nafaka borçlusunun nafaka alacaklısına ödemekle yükümlü olduğu nafaka için artırım talebi söz konusu olduğunda yetkili mahkeme kanalı ile hareket edilmelidir. Nafaka alacaklısının oturduğu yerdeki Aile Mahkemesi bu konuda görev ve yetki sahibi mahkemedir.

Mahkeme sürecinde hâkim hakkaniyet ilkelerine göre hareket eder. Bunun yanı sıra nafaka miktarı da hâkimin dikkate alacakları arasındadır. Dava açıldığında nafaka artırım talebine nelerin sebep olduğu kanıtları ile sunulmalıdır.

Bu tür bir dava basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulünde dava dilekçesi ve cevap dilekçesi şeklinde süreç ilerler. Taraflar birer dilekçe sunduklarında dava kısa sürede neticeleneceğinden basit yargılama usulüne tabi olan davalarda süreç daha kısadır.

Beyanların ve delillerin yeterli görüldüğü durumlarda mahkeme dosya üzerinden de talebi sonuçlandırabilir. Dosya üzerinden karar vermenin zor olduğu hallerde ise mahkeme duruşmayı yapar.

Basit yargılama usulünün kullanıldığı davalarda mahkemenin en fazla iki duruşma yapabilmesi söz konusudur. Yapılacak duruşmaların aralığı da en fazla bir ayla sınırlıdır. Nafaka artırım davası kısa sürede sonuçlanabilen bir dava türüdür.

 

Nafaka Artırım Davasında Süreç Nasıl İşler?

Nafaka alacaklısı olan tarafın mahkemeye dava dilekçesi sunması ile başlayan süreçte basit yargılama usulü kullanılacağından en fazla iki duruşma yapılarak bir karar verilir. Bu tür bir dava açıldığında davalı ve davacı dilekçelerini sunar.

Dilekçelerde bütün deliller sunulur. Olay ve durumlarla ilgili olarak sunulacak delillerin ispat gücü olmalıdır. Dilekçeler yazıldıktan sonra mahkeme dosyayı inceler ve gerekli olması halinde de dosya üzerinden karar verebilir.

Dosya üzerinden karar verilemeyen durumlarda da duruşma günü belirlenir. Duruşma en fazla iki kez yapılabileceği gibi iki duruşma arası süre de bir ayı geçememektedir. Bu sebeple çekişmeli boşanma davalarında yaşanan uzun süreç nafaka artırım talebi davalarında yaşanmaz.

 

Nafaka Artırım Davası İspatta Kullanılan Deliller

Nafaka borçlusunun nafaka alacaklısına ödediği nafaka, iştirak nafakası ise sunulabilecek deliller çocuğun eğitim, yaşam, sağlık masraflarını ilgilendirebilir. Bu durumda kurumlardan alınacak faturalar, sağlık raporları ve benzeri belgeler mahkeme açısından delil teşkil edebilmektedir.

Yoksulluk nafakası boşanılan ve boşanma sebebi ile yoksulluğa düşen eşe bağlanır. Bu durumda yoksulluk nafakası alan eş mahkemeye çeşitli deliller sunabilir. Kirada oturuyorsa kira kontratı, sağlık harcamalarının faturaları, yaşam masraflarını ilgilendiren ve temel ihtiyaçlara yönelik yapılan harcama giderlerinin faturaları delil niteliği taşır. Nafaka alacaklısı mahkemeden bilirkişi talep ederek bu masrafların belgelendirilmesini sağlayabilir.

 

Nafaka Artırım Davası Zamanaşımı Süresi

Nafaka artırım davası açılırken mahkeme harçlarının yatırılması gerekir. Nispi harç kapsamında yer alan bu davalarda dava açan taraf harcı yatırır. Nafaka alacaklısının talep edeceği nafaka artırım miktarının bir yıllık tutarından nispi esasa göre harç miktarı belirlenir.

Bu tür davalarda davayı kaybeden tarafın davayı kazanan tarafın aile hukuku avukatına karşı vekalet ücreti ödemesi gerekirken bu ücret bir yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır. AAÜT oranında da bir vekalet ücreti ödenir.

Bu davalar için hak düşürücü veya zamanaşımı süresi yoktur. Nafaka ödenmeye devam ettiği sürece nafaka alacaklısı değişen koşullara bağlı olarak nafaka artırım talebinde bulunabilir. Nafaka artırım talebi ile dava açılacağı zaman hukuki destek alınması hak ve zaman kaybı yaşanmaması açısından önemlidir.

 

Nafaka Artırım Davası Yargıtay Kararları

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin nafaka artırım davasına ilişkin vermiş olduğu 26.01.2017 tarihli kararı şu şekildedir:

Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, önceki nafaka artırım davası ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının aylık 150,00 TL’ye yükseltildiğini, kira ödediği, müşterek çocuğun büyüdüğü ve ihtiyaçlarının artması nedeniyle nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 600,00 TL’ye ve müşterek çocuk için de iştirak nafakasının aylık 600,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, maddi durumunun iyi olmadığını, yeniden evlendiğini, çocuğu olduğunu, davacının çalıştığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL’ye ve iştirak nafakasının aylık 250,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-) TMK’nın 331. maddesi gereğince durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir.

Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır.

Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.

Somut olayda; . sayılı ve 03.04.2013 tarihli ilamı ile davacı için bağlanan 100,00 TL yoksulluk nafakasının 50,00 TL daha artırılarak 150,00 TL’ye, müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının da 100,00 TL daha artırılarak 150,00 TL’ye çıkarılmasına kesin olarak karar verilmiş, eldeki artırım davası 14.08.2015 tarihinde açılmıştır.

Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süre, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve.artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır.

Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan nedenlerle endekse göre uygun bir miktar nafaka artışına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu fazla miktarda artışa hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı tarafa iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

Sıkça Sorulan Sorular

 

Nafaka Nedir?

Türk Medeni Kanununda düzenleme alanı bulan ve dört farklı türe ayrılan nafaka, mahkeme kararıyla bağlanan aylıktır.

 

Nafaka Artırım Davasında Zamanaşımı Süresi Nedir?

Nafaka artırım istemiyle incelenen davalar için öngörülmüş bir zamanaşımı süresi mevcut değildir.

 

Nafaka Artırım Davası Nerede Açılır?

Nafaka artırım davası nafaka alacaklısının oturduğu yerdeki aile mahkemesinde incelenir. Bu bakımdan, alacaklının ikametgahındaki aile mahkemesinde açılacaktır.

Leave a Reply

Call Now Button