Evlilikte Şiddetin Cezası
Evlilik içinde kadın veya erkeğin birbirine şiddet uygulamasının hem hukuki hem de cezai sonuçları vardır. Evlilikte şiddet hem şiddete uğrayan eşe boşanma davası açma hakkı tanırken hem de şiddet uygulayan eşe karşı ceza sorumluluğu doğurur. Şiddet uygulan eş Ceza Hukuku kapsamında kasten yaralama hükümlerince cezalandırılacaktır. Detaylı bilgi için İstanbul Aile Hukuku Avukatından hukuki destek alabilirsiniz.
Şiddet Nedir ?
Şiddet, günümüzün en temel sorunlarından biridir. Tüm hukuk sistemlerince şiddet olgusu yasal zeminde yer almış ve pek çok hukuki ve cezai yaptırıma bağlanmıştır. En genel tanımıyla şiddet birine zarar verme, tehdit etme, korkutma veya güç kullanma amacıyla yapılan davranışlardır. Şiddet genellikle kasıtla yapılsa da taksirle veya ihmali davranışla da söz konusu olabilir. Şiddetin mağdurda bıraktığı etki fiziksel, psikolojik veya sosyal olabilir. Şiddet terimi genellikle insanlara fiziksel darbeleri anımsatsa da şiddetin pek çok türü ve şekli vardır. Şiddet evlilik içinde olsun ya da olmasın Türk hukuku uyarınca “kasten yaralama” suçunu oluşturur. Bir eşin diğerine şiddet uygulaması ceza sorumluluğuna ek olarak farklı hukuki sonuçlar doğuracaktır.
Şiddetin Türleri Nelerdir ?
Türk hukukuna göre, şiddet kavramı oldukça geniş bir yelpazede değerlendirilir. Şiddet her ne kadar fiziksel şiddeti çağrıştırsa da araştırmalar sonucu tespit edilmiş çeşitli şiddet türleri vardır. Bunlar;
- Fiziksel Şiddet : Bir kişiye bedensel yani fiziksel olarak zarar verme, darp etme, yaralama veya cebir uygulama şeklinde gerçekleşen eylemlerdir. Fiziksek şiddet Türk Ceza Kanunu bağlamında suç teşkil eder. Bu suç “kasten yaralama” suçudur.
- Psikolojik Şiddet: Bir kişiye duygusal olarak zarar verme, aşağılama, küçük düşürme veya sürekli tehdit etme gibi davranışlar psikolojik şiddet teşkil eder. Psikolojik şiddet özellikle aile içi şiddetle mücadele hükümleri çerçevesinde önem arz eder. Günümüzde pek çok evlilikte ne yazık ki psikolojik şiddetin yaygın olduğu tespit edilmiştir. Araştırmalara göre psikolojik şiddet fiziksel şiddete oranla daha fazladır.
- Sözlü Şiddet: Küfür, hakaret, tehdit veya aşağılayıcı sözlerle bir kişiye manevi zarar verme amacını taşıyan davranışlardır. Türk ceza kanunu uyarınca sözlü şiddet tehdit, hakaret gibi suç tipleri oluşturabilir.
- Cinsel Şiddet: Cinsel taciz, cinsel saldırı veya tecavüz gibi cinsel içerikli saldırılar da şiddet türleri arasında yer alır ve Türk Ceza Kanunu’nda ağır yaptırımlara tabi kılınmıştır. Cinsel şiddet günümüzde evlilik içerisinde de görülmektedir.
Evlilikte Şiddet Nedir ?
Evlilikte şiddet ne yazık ki günümüzde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Eşlerden birinin diğerine fiziksel, psikolojik, ekonomik, sosyal, cinsel gibi çeşitleri olan şiddet uygulaması evlilikte şiddet olarak bilinir. Kanun koyucu evlilikte şiddet olgusunu detaylıca düzenlemiştir. Özellikle 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile aile içi şiddet özel olarak düzenlenmiştir. evlilikte şiddet mağduru iseniz vakit kaybetmeden İstanbul Aile Hukuku Avukatı ile iletişime geçip haklarınızı öğrenebilirsiniz. Bu süreçte yalnız olmadığınızı ve devlet koruması altında olduğunuzu unutmayınız.
Aile İçi Şiddete Karşı Nasıl Önlem Alınabilir ?
Hukukumuz şiddetin önlenmesi, durdurulması ve mağdurların korunması için çeşitli yasal düzenlemeler yapmıştır. İstanbul Boşanma Avukatına danışarak alabileceğiniz önlemleri öğrenebilirsiniz. Şiddet mağdurlarının başvurabileceği yollar ;
- Koruma kararı almak (uzaklaştırma kararı)
Aile mahkemeleri evlilik içi şiddet olaylarında şiddet uygulayan kişinin mağdurdan uzak durmasını sağlayacak tedbirler alabilir. Bunlardan en sık başvurulanı uzaklaştırma kararıdır. Uzaklaştırma kararı en fazla 6 ay süreyle verilebilir. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca mağdurun şikayeti ve talebi üzerine kolaylıkla uzaklaştırma kararı alınabilir.
- Şiddeti ihbar ve şikayet etmek
Savcılığa, polise, jandarmaya, sağlık kuruluşlarına, kadın sivil toplum kuruluşlarına, baroların kadın danışma merkezlerine, adli yardım kuruluşlarına mağduriyetinizi iletebilirsiniz.
- Sığınma evleri ve danışma merkezlerine başvurmak
- Mahkemeden koruyucu ve önleyici tedbirler talep etmek
Evlilikte Şiddetin Cezası
Evlilikte şiddetin hem hukuki hem de cezai olarak yaptırımı vardır. Şiddet uygulayan kişiden maddi manevi tazminat alabileceğiniz gibi bu kişi kasten yaralama suçunu işlediği için cezai sorumluluğunu başlatabilirsiniz. Bunun yanı sıra evlilikte şiddet bir tür boşanma sebebidir. Evlilikte şiddetin cezası çeşitlilik arz etmektedir. Bunlar;
1. Hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranışlar aile hukuku uyarınca boşanma sebebidir. Bu durumda size şiddet uygulayan eşinizden ister özel boşanma sebebine isterseniz genel (şiddetli geçimsizlik) sebebe dayanarak boşanabilirsiniz.
2. Şiddet bir suç olduğu için hapis cezası söz konusu olabilir.
3. Maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
4. Şiddet uygulayan kişiye karşı uzaklaştırma kararı ve iletişim yasağı gibi tedbirler alınabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Eşim bana şiddet uyguluyor, boşanma davası açabilir miyim ?
Evet, evlilikte şiddet boşanma hakkı verir. İstanbul Boşanma Avukatı ile hukuki sürecinizi başlatabilirsiniz.
Evlilikte şiddet yüzünden nerede boşanma davası açabilirim ?
Yetkili ve görevli mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son altı aydan beri birlikte oturdukları yerin aile mahkemesidir.
Şiddet uygulayan eşim uzaklaştırma kararına uymuyor, ne yapabilirim ?
Mahkeme tarafından verilen tedbir kararı çiğnenmişse yani uzaklaştırma kararı ihlal edilmişse bu durumda şiddeti uygulayan kişi hakkında 3 ile 10 gün arasında zorlama hapis cezası verilebilir.
Eşim bana hakaret ediyor, ne yapabilirim ?
Eşlerin birbirine hakaret etmesi de bir tür şiddettir. İstanbul En İyi Aile Hukuku Avukatıyla dava yoluna gidebilirsiniz.
Evlilikte Şiddetin Cezası Yargıtay Kararlarından Örnek Alıntılar
“Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davacı- davalı kocanın, eşine 25.07.2012 tarihinde fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, davalı- davacı kadının da 27.07.2012 tarihinde dava açtığı anlaşılmaktadır. Davacı-davalı koca hakkında fiziki şiddet uygulamaktan ceza davası ikame edilmiş ve mahkum olmuştur. Davacı- davalı kocanın eşine yönelik ağır hakaret ve fiziksel şiddete ilişkin eylemleri onur kırıcı davranış oluşturur. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki boşanma koşulları gerçekleşmiştir. Davalı- davacı kadının eşini affettiğine dair dosya kapsamında delil de bulunmamaktadır. Bu bakımdan, mahkemenin ret gerekçesi yasal değildir. O halde, yasanın 162’nci maddesinde yer alan boşanma sebebinin oluştuğu dikkate alınarak davacı-davalı kadının davasının kabulü gerekirken reddi doğru bulunmamıştır.” 2. Hukuk Dairesi 2014/804 E. , 2014/11848 K.
“Mahkemece davalı kadın ağır kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kadının eşine hakaret ettiği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davacı erkeğin de kadına hakaret ettiği ve sürekli fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Hal böyle iken davalı kadın ağır kusurlu kabul edilip, bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı erkeğin boşanmanın eki niteliğinde maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” 2. Hukuk Dairesi 2015/6809 E. , 2015/21108 K.
“Mahkemece ayrılığa esas olduğu kabul edilen; “kocanın psikolojik şiddeti” olgusu, davacıyı psikolojik yıkıma sürükleyecek yoğunluk ve yeterlilikte olmadığı gibi; kocanın varlıklı olmasına rağmen eşinin harcamasına müdahale etmesi olayı, temel ihtiyaçlarını ve ailenin sosyal statüsüne göre yapılabilecek sosyal ihtiyaçlara dokunmadığı sürece, psikolojik şiddet olarak kabul edilemeyeceği gibi; bu olayın evliliği temelinden sarstığı da söylenemez.” 2. Hukuk Dairesi 2012/26229 E. , 2013/12325 K.
“Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; “…davalı kocanın eşinin ziynetlerini onu kandırmak suretiyle elinden alıp kendi babasına verdiği, kocanın babasının mirasını reddetmesi sonucu davacının ziynetlerini alamayacak duruma düştüğü; bu durumun davalının davacıya ekonomik şiddet uygulaması niteliğinde ve davalının kusuru olduğu…” gerekçe gösterilerek boşanma kararı verilmiştir. Ne var ki; mahkemenin davalıya kusur olarak yüklediği bu olay; ekonomik şiddet niteliğinde olmayıp, koşulları varsa kadına alacak davası açma imkanı veren niteliğiyle boşanma nedeni olarak kabul edilemeyecek bir olaydır. Diğer yandan, davacı kadın tanıklarından A. K.dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği ve mahkemece de bu tanığının dinlenmesi için davacıya kesin süre verilmediği halde, eksik incelemeyle davanın kabul edilip boşanma ve fer’ilerine hükmedilmesi hukuki dinlenilme hakkını (TMK.Md.27) zedeleyen önemli bir usul hatasıdır. Açıklanan yönler gözetilmeden yargılama yapılıp, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulup davacı tanığı A.K.dinlenilmiş, dinlenen tanık, davalıdan kaynaklanan boşanmayı gerektirir nitelikte bir kusurlu davranışın varlığına ilişkin bir beyanda bulunmamıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına ve bozma ilamı uyarınca dinlenen tanık beyanında da davalıdan kaynaklanan boşanmayı gerektirir nitelikte bir vakıanın bildirilmemiş olması karşısında; Dairemizin temyiz incelemesinde boşanma sebebi olarak görmediğini belirttiği aynı olaya dayalı olarak, davanın reddi yerine boşanma kararı verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” 2. Hukuk Dairesi 2015/15884 E. , 2015/23708 K.