Boşanma Davasında Çocuğun Velayeti Kime Verilir ?
Velayet Nedir ?
Velayet Türk hukuku uyarınca ana ve babaya tanınmış bir haktır. Velayet hakkı bir çocuğun ana ve babası olmanın en doğal sonucudur. Çocuğun sağ salim doğması ve kişilik kazanmasıyla velayet hakkı kendiliğinden doğacaktır. Velayet hakkı kapsamında hem ana hem de baba birtakım hak ve borçlara sahip olur. Velayetin amacı ana ve babanın çocuklarının hem şahıs hem de malvarlıklarını korumasıdır. Kural olarak çocuklar ergin oluncaya kadar anne ve babalarının velayeti altındadırlar ancak bu hususun bazı istisnaları da mevcuttur. İstanbul Aile Hukuku Avukatına danışarak velayetle ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz.
Velayet Hakkının Kullanımı
Velayet hakkı hem anaya hem de babaya tanınmıştır. Bu bağlamda velayet hakkını hem ana hem de baba kullanabilir. 18 yaşını doldurmamış her çocuk kural olarak hem anasının hem de babasının velayeti altındadır. Çocuklar ana ve babalarının ortak velayeti altında bulunurlar. Bu bağlamda hukukumuzda ortak velayet söz konusudur. Çocukların velayeti ana veya baba dışında baka bir kimseye bırakılamaz. Evlat edinme bunun tek istisnasıdır.
Boşanma Davasında Velayet
Boşanma durumunda ise velayetin kime verileceği oldukça çekişmeli bir hal alabilir. Velayeti boşanan her iki tarafında istemesi halinde hakim çocuğun üstün menfaati uyarınca velayeti taraflardan birine bırakacaktır. Zaman zaman boşanma halinde de ortak velayet kararı verilse de güncelde bu durum pek yaygın değildir. Uygulamada genellikle çocuğun velayeti yaşı küçükse anneye verilmektedir. Hal böyle olsa da çocuğun üstün yararı kimi gerektirirse velayet o tarafa bırakılacaktır. Hakim çocuğun yaşını, onun gelişimi için gerekli olanakları sunan tarafı değerlendirerek velayeti ana ya da babaya verecektir.
Velayetin Anneye Bırakılması
Özellikle küçük yaştaki çocukların anneye bırakılması sık rastlanan bir durumdur. Küçük çocuklar anne şefkat ve bakımına muhtaç olduklarından onların menfaatleri babada kalmalarının önüne geçebilir. Taraflar anlaşmalı boşanmışlarsa velayet konusunda anlaşmış olmalıdırlar. Ancak hakim bu anlaşmaya uymak zorunda değildir. Velayet kime bırakılırsa bırakılsın çocuğun üstün yararı esastır. Emzirme döneminde olan bebekler de aynı şekilde genellikle anneye bırakılmaktadır.
Velayetin Babaya Bırakılması
Hakim ana ve babanın koşullarını değerlendirdiğinde velayeti babaya bırakması da hukuken mümkündür. Özellikle annenin çocuğun bakım ve gözetimi için uygun koşullara sahip olmaması halinde çocuğun velayetinin babaya bırakılması kuşkusuzdur. Kimi durumlarda çocuğun psikolojik ve ahlaki gelişiminin baba yanında kalması gerektirdiği de görülmektedir. Çocuğun baba ile yaşamayı tercih etmesi de onun velayetinin babaya bırakılmasını meşru kılabilen bir durumdur. Annenin kötü alışkanlıklarının veya bağımlılıklarının olması da çocuğun baba velayeti altına girmesini gerektirir.
Sıkça Sorulan Sorular
Çalışmıyorum, çocuğumun velayetini alamaz mıyım ?
Çocuğun maddi refahı hakim tarafından dikkat edilen hususlardan biridir ancak tek başına velayetin verilmemesine işaret etmez.
Velayet kararına itiraz edilebilir mi ?
Velayet kararının değiştirilmesi hakimden istenebilir.
Velayet davası nerede açılır ?
Çocuğun yerleşim yerinin aile mahkemesinde açılmalıdır.
Anlaşmalı boşanma davasında velayet kime verilir ?
Anlaşmalı boşanma protokolünde velayet taraflardan birine verilebilir ancak bu husus hakimin onayına bağlıdır.
Yargıtay Kararlarından Örnek Alıntılar
“Mahkemece velayeti babaya bırakılan tarafların müşterek çocuğu 2001 doğumlu B. E..duruşmada alınan beyanında velayet tercihini babasından yana kullanmıştır. Uzman Psikolog raporunda ise babanın sorunları çocuğa yansıttığı, onu taraf yapıp annesine karşı doldurduğu, bu nedenle çocuğun anneye ihtiyacı olmasına ve annesiyle öncesinde iyi ilişkileri olmasına rağmen annesine karşı tepki duymaya başladığı, bu durumun çocuğun psikolojisini olumsuz etkilediği, küçüğün yaşananlar nedeniyle hayli yıprandığı, annesiyle yaşamasının onun psikolojik sağlığı için iyi olacağı belirtilerek, küçüğün velayetinin annesine verilmesinin küçüğün sosyal-psikolojik gelişimi ve psikolojik sağlığı açısından daha yararlı olacağı bildirilmiştir. Ayrıca dosya içerisinde bulunan tutanağa göre davalı annenin 2012 yılı Aralık ayında 3-4 defa çocuğu görmek için okula gittiğinde babasının çocuğun görüşmesini engellediği anlaşılmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun “üstün yararı”dır.” 2. Hukuk Dairesi 2013/17437 E. , 2013/29856 K.
“Yargılama sırasında yeni evlilik yapan davalı babanın ayrı eve çıktığı velayeti kendisinde olan müşterek çocuk Melis Nur’u ise babaannesinin yanına bıraktığı anlaşılmaktadır. Velayet hakkını kullanmak için çocuğu yanına almayıp onu ayrı bırakması velayet görevini ihmal etmiş olduğu anlamına gelir. Bu durum velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir haldir. Kaldı ki yine 23.2.2015 tarihli duruşmada dinlenilen küçük Melis Nur velayetinin annesine verilmesini istemiş, velayet konusunda görüşü alınan uzman da hem aynı duruşmada hem de 15.7.2014 tarihli raporu ile velayetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağını belirtmiştir. Velayetin anneye verilmesi halinde müşterek çocuğun psikolojik ve bedeni gelişimi yönünden muhtemel bir tehlikenin varlığı da ileri sürülmediğine göre, velayetin değiştirilmesi isteğinin kabulü ile velayetin davacı anneye verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru olmamıştır.” 2. Hukuk Dairesi 2015/9904 E. , 2015/22805 K.
“Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Üstün yararın gerektirdiği takdirde, çocuğun velayet konusundaki görüşünün aksine de karar verilebilir. Velayet düzenlemesine konu birden fazla çocuk bulunduğu takdirde, çocukların kardeşlik duygusunu yaşayabilmeleri için üstün yararları gerektirmediği sürece velayetlerinin aynı ebeveyne verilmesinin tercih edilmesi gerekir. Yaşça küçük olan çocukların, anne şefkat, bakım ve ilgisini yaşayabilmeleri için, annenin bu görevi üstlenmesine engel bir durumu bulunmadıkça velayetin anneye verilmesi tercih edilmelidir. Bu ilkeler ışığında sosyal inceleme raporu içeriğine göre, davalı babanın çocuk yetiştirme konusunda yetersiz olduğu, yaşadıkları sosyal çevrenin çocuğu olumsuz etkileyeceği, babanın uyuşturucu geçmişi olduğu ve bir takım psikolojik sorunları bulunduğu tanık beyanlarına göre çocuğa şiddet uyguladığı ve anlaşamadıkları, çocuğun daha çok babaanne tarafından sahiplenildiği, annesinin yanına gitmek istediğini ve kendisini bu ortamdan kurtarmasını istediğini tanıklardan …’a söylediği dikkate alındığında; her iki çocuğun velayetinin de davalı anneye verilmesi gerekirken; mahkemece yazılı gerekçeyle Ş’nin velayetinin babaya verilmesi isabetli olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” 2. Hukuk Dairesi 2015/16387 E. , 2016/7820 K.